Kelebeğin Umudu (13.Bölüm)

13.Öfke Nöbeti
Zehra
"Sen ne zamana kadar beni kandırmaya devam edeceksin?"
Sorduğum soru karşısında soğuk terler dökmeye başlamıştı.
İçindeki korku yüzüne yansımıştı.
Sesi kendinden emin olmayan bir tonla karşılık verdi.
"Neyi duydun ki?"
Cümledeki bir ek nasılda onu ele vermişti. Neyi??
"Daha kaç yalan söyledin acaba Umut bey!"
"Ben seninle konuşacaktım ama.."
Güçsüz kalan kolumu kendimi zorlayarak kaldırdım.
"Yeter artık ben yalan dinlemek istemiyorum.
Ben duyacağımı duydum.
Madem Aslı yı seviyorsun ne diye benim duygularımla oynadın?"
Şaşkın bir tavırla yanıma oturdu.
Yüzüne bakmaya tiksindiğim için yüzümü yana çevirmiştim.
Çenemden tutup yüzümü kendine çevirdi.
"Bu hayatta seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim.
Duydukların doğru değil. Bana güvenmeyi ne zaman öğreneceksin."
Umut gibi umursamaz bir adamın gözleri dolu doluydu.
Ona bakınca tüm öfkemi unutuyordum. Ama bu sefer öyle olmayacaktı.
"Ben sana bir adım atınca sen öyle bir hamle yapıyorsun ki iki adım geri gitmek zorunda kalıyorum. Ben tam sana güveniyorum sen güvenimi yıkıyorsun. Bana güvenmeyi öğretme, kendine güvendir."
Başını dizlerime koyunca kokusunu içime çektim. Elleriyle ellerimi kenetleyip sıkıca tuttu.
"Zehra sana her şeyi anlatacağım."
Buğra
Umut odadan kovunca Aslı nın yanına gittim. Zehra nın bizi duyduğuna emindim.
"Aslı sen Zehra yı gördün ve o duysun diye bilerek bana o soruları sordun değil mi?"
Tırnaklarını kemirmeye başlayınca onun yaptığına emin olmuştum.
Kardeşimin her hareketini artık ezbere biliyordum.
"Evet onu gördüm bilerek sordum ki gerçekleri anlasın ve bu evden çekip gitsin."
Umut un bizi dinlediğinin farkına konuşunca anlamıştım.
"Aferin Aslı tamda sana yakışanı yapmışsın."
Umut a bakınca arkasında güçlükle duran Zehra yı gördüm. Ayakta durabilmek için masaya tutundu.
"Ben gerçekleri bilsin istedim."
"Ya öyle mi dur sen zahmet etme ben anlatırım Aslı."
Umut u susturmak için üzerine gidince beni durdurdu.
"Dur Buğra bugün o gerçekleri ben anlatacağım. Ben aslında seni hiç sevmedim Aslı.
Hep kendine zarar verirsin diye susmak zorunda kaldım. Doğru değil mi Buğra."
Aslı nın gözlerinde ki acıya rağmen istemsizce başımı salladım.
"Ve hep benim adıma sana sözler verdiler. Ben hiç istemesemde sana ümit verdiler. Gelelim Zehra ya ben onu seviyorum ve bizim evliliğimiz gerçek."
İşte bundan sonrasında Aslı fenalaşmıştı. Ellerimde kayıp gitmesini izlerken o üzüntüyle Umut a çıkışmıştım.
"Senin varlığın herkesi yaralıyor."
Zehra
Aslı nın bayılması üzerine doktor çağırmıştık. Teyzem Aslı ya ağlamaktan mahvolmuştu.
Umut beni odaya götürmek için koluma girdi.
"Umut ben çok yoruldum. Artık bu olaylar beni yıprattı."
"Aslı kendine gelsin seni burdan götüreceğim."
"Benim yüzümden bu halde değil mi?"
"Hayır Zehra senin ne suçun var. Sen bu olayda ki en masum insansın.
Hadi sen biraz uzan ben Aslı nın durumunu öğreneyim."
Gözlerimi açmakta zorlanırken karşımda bi karartı olduğunu farkettim.
Gözlerimi tamamen araladığımda Fatma ablanın elbiselerimi topladığını gördüm.
"Abla hayırdır ne yapıyorsun?"
"Ahh kusura bakma seni uyandırdım."
"Önemli değil abla ama neden topluyorsun söylemedin."
"Ben bilmiyorum Umut bey ne dediyse onu yaptım."
Kalkıp Umut u bulacaktım ama odaya o gelince gerek kalmadı.
"Neler oluyor burada anlatmayacak mısın?"
"Zehra canım babamla konuştum evimize gidiyoruz artık orada yaşayacağız."
"Bizim evimize mi?"
"Evet hadi her şey hazır sen de hazırlan çıkalım."
Odadan çıkacakken onu durdurdum.
"Aslı nasıl?"
Kapıyı kapatıp yanıma geldi. O ara Fatma ablaya kaçamak bakış attığını yakaladım.
Ardına Fatma abla odadan çıktı.
Umut yanıma kadar sokulup elleriyle dirseklerimin biraz üzerinden kavradı.
Aramızdaki mesafe azalınca gözlerimi sıkıca yumdum.
Nefesini artık daha yakın hissediyordum.
Heyecandan küt diye yığılmak üzereyken alnımda bi sıcaklık hissettim.
"Zehra açabilir sin gözlerini."
Önce tek gözümü açtım Umut karşımda bana gülüyordu.
Sonra gözlerimi tamamen açtım.
"Ya ne gülüyorsun."
Yanıma yakınlaşıp burnuma dokundu.
"Hadi kelebeğim gidiyoruz."
Bavulu alıp odadan çıktı. Hazırlanıp odaya bi göz gézdirdim.
Bu eve ilk geldiğim günler aklıma geldi.
Bu odaya o var diye adım bile atmak istemiyordum.
Bu odada kötü anılarımız olduğu kadar güzel anılarımızda olmuştu.
İçimdeki buruklukla odanın kapısını çekip salona indim.
Aslı hariç herkes salonda bizi bekliyordu.
Emine anneyi koltukta oturur görürken hemen yanına gittim.
"Anne sen neden indin. Ben senin yanına gelirdim."
Ellerimi tutup sıkıca sarıldı. Gözlerinde ki yaşı elimle sildim.
"Seni gelince karşılayamadım ama giderken yolcu etmek istedim."
"Öyle söyleme anne sanki temelli gitmiyorum ya burasıda benim evim.
Ben her zaman seni görmeye geleceğim."
Elini öpüp evdekilerle vedalaştım. Umut arabaya binmiş beni bekliyordu.
Herkes içeriye girmişti sadece Buğra kalmıştı.
"Zehra gitmek zorunda değilsin onunla."
Sözleriyle irkilmiştim. Anlamsızca yüzüne bakınca kolumdan kavradı.
Eline bakıp kendimi geri çektim.
"Zehra lütfen gitme. Ben seni.."
"Sus sakın söyleme devamını duymak istemiyorum."
"Zehra lütfen dinle."
O sırada Umut arabadan indi.
"Hayırdır ne konuşuyorsunuz."
"Yok bir şey Umut. Hadi gidelim."
Umut u çeke çeke arabaya bindirdim.
Umut
"Al bakalım evimizin anahtarını."
Zehra ya anahtarı verince kapıyı açtı.
Günün yorgunluğuyla kendimi koltuğa atıverdim.
"Zehra sende dinlen canım bugün yorucu bir gün oldu."
"Umut annen çok üzüldü. Biz hep bu evde mi kalacağız."
Koltuktan kalkıp Zehra nın yanına oturdum.
"Bu evde kalmayı neden istemiyorsun yoksa benimle yalnız kalacağın için mi?"
İlk defa gözlerime bu kadar korkusuz bakıyordu. Gözlerinde ki ışık banada umut oluyordu. Onun sıcacık tebessümü içimi ısıtıyordu.
"Hayır sakın böyle düşünme. Ben bu evde olmaktan çok mutluyum."
Yanaklarının kızardığını farkedince yüzünü yere eğdi.
Başını kaldırıp yüzüme bakmasını sağladım.
"Utanma bende artık."
"Yok utanmak değilde.."
"Tamam tamam üzerine gelmiyorum. Ama ben çok acıktım ne yapsak ki?"
Yanımdan rüzgar gibi esip mutfağa geçti.
"Zehra sen dinlenseydin ben dışardan söylerdim."
Cevap alamayınca mutfağa gittim. Dolabın başında bakınıyordu.
"Zehra sen dinlen ben yaparım."
Diyince alaylı bi tavırla yüzüme baktı.
Duymamış gibi davranınca arkasından sinsice yaklaşıp beline sarıldım.
"Umut yapma."
"Sen bana güldün mü az önce?? Yoksa bırakmam seni."
"Yok ne gülmesi gülmedim. Bırak hadi."
Kıvrak bi hareketle yüzünü kendime çevirip ellerimi belinden kenetledim.
"Şimdi söyle bakalım güldün mü küçük hanım."
Gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Bir yandanda kurtulmak için kuş gibi çırpınıyordu ama nafile..
"Tamam güldüm sen ve yemek hiç düşünemiyorum."
"Demek öyle... Şimdi gidiyorsun uzanıyorsun kocan sana mis gibi yemekler yapıyor."
Ellerimi serbest bırakıncakollarımdan sıyrılıp mutfaktan çıktı.
Bende yemek yapmaya başladım.
Zehra
Yemekten sonra büyük bi sessizlik olmuştu.
"Zehra film izleyelim mi?"
"Çok iyi fikir. Peki ne izleyelim?"
"Bak burada bi kaç film var sen bak onu izleyelim."
Kararımı verince cipsi ve içecek hazırlayıp filmi açtık.
Saat baya geç olmuştu. Ama uykum geldiğini belli etmemeye çalışıyordum.
"Zehra senin uykun gelmedi mi. Gözlerin bile kızarmış."
"Ben mi yok ne uykusu. Sen uyuyabilirsin."
Elimden tutup odaya götürdü.
"Eğer odada kalmamı istemiyorsan bu yüzden tedirginsen merak etme kalmam.
Ama ben artık her güne seninle uyanmak istiyorum.
Senin kokunu içime çekip huzuru bulmak istiyorum.
Ben senin gerçekten karım olmanı istiyorum."
"Umut ben.."
"Zehra bana hala mı güvenmiyorsun?"
"Ben sana güveniyorum."
"O zaman sorun ne Zehram?"
"Sorun yok artık."
Deyince elimden tuttu.
"Tamam o zaman."
Müəllif Buket Emlik
Zehra
"Sen ne zamana kadar beni kandırmaya devam edeceksin?"
Sorduğum soru karşısında soğuk terler dökmeye başlamıştı.
İçindeki korku yüzüne yansımıştı.
Sesi kendinden emin olmayan bir tonla karşılık verdi.
"Neyi duydun ki?"
Cümledeki bir ek nasılda onu ele vermişti. Neyi??
"Daha kaç yalan söyledin acaba Umut bey!"
"Ben seninle konuşacaktım ama.."
Güçsüz kalan kolumu kendimi zorlayarak kaldırdım.
"Yeter artık ben yalan dinlemek istemiyorum.
Ben duyacağımı duydum.
Madem Aslı yı seviyorsun ne diye benim duygularımla oynadın?"
Şaşkın bir tavırla yanıma oturdu.
Yüzüne bakmaya tiksindiğim için yüzümü yana çevirmiştim.
Çenemden tutup yüzümü kendine çevirdi.
"Bu hayatta seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim.
Duydukların doğru değil. Bana güvenmeyi ne zaman öğreneceksin."
Umut gibi umursamaz bir adamın gözleri dolu doluydu.
Ona bakınca tüm öfkemi unutuyordum. Ama bu sefer öyle olmayacaktı.
"Ben sana bir adım atınca sen öyle bir hamle yapıyorsun ki iki adım geri gitmek zorunda kalıyorum. Ben tam sana güveniyorum sen güvenimi yıkıyorsun. Bana güvenmeyi öğretme, kendine güvendir."
Başını dizlerime koyunca kokusunu içime çektim. Elleriyle ellerimi kenetleyip sıkıca tuttu.
"Zehra sana her şeyi anlatacağım."
Buğra
Umut odadan kovunca Aslı nın yanına gittim. Zehra nın bizi duyduğuna emindim.
"Aslı sen Zehra yı gördün ve o duysun diye bilerek bana o soruları sordun değil mi?"
Tırnaklarını kemirmeye başlayınca onun yaptığına emin olmuştum.
Kardeşimin her hareketini artık ezbere biliyordum.
"Evet onu gördüm bilerek sordum ki gerçekleri anlasın ve bu evden çekip gitsin."
Umut un bizi dinlediğinin farkına konuşunca anlamıştım.
"Aferin Aslı tamda sana yakışanı yapmışsın."
Umut a bakınca arkasında güçlükle duran Zehra yı gördüm. Ayakta durabilmek için masaya tutundu.
"Ben gerçekleri bilsin istedim."
"Ya öyle mi dur sen zahmet etme ben anlatırım Aslı."
Umut u susturmak için üzerine gidince beni durdurdu.
"Dur Buğra bugün o gerçekleri ben anlatacağım. Ben aslında seni hiç sevmedim Aslı.
Hep kendine zarar verirsin diye susmak zorunda kaldım. Doğru değil mi Buğra."
Aslı nın gözlerinde ki acıya rağmen istemsizce başımı salladım.
"Ve hep benim adıma sana sözler verdiler. Ben hiç istemesemde sana ümit verdiler. Gelelim Zehra ya ben onu seviyorum ve bizim evliliğimiz gerçek."
İşte bundan sonrasında Aslı fenalaşmıştı. Ellerimde kayıp gitmesini izlerken o üzüntüyle Umut a çıkışmıştım.
"Senin varlığın herkesi yaralıyor."
Zehra
Aslı nın bayılması üzerine doktor çağırmıştık. Teyzem Aslı ya ağlamaktan mahvolmuştu.
Umut beni odaya götürmek için koluma girdi.
"Umut ben çok yoruldum. Artık bu olaylar beni yıprattı."
"Aslı kendine gelsin seni burdan götüreceğim."
"Benim yüzümden bu halde değil mi?"
"Hayır Zehra senin ne suçun var. Sen bu olayda ki en masum insansın.
Hadi sen biraz uzan ben Aslı nın durumunu öğreneyim."
Gözlerimi açmakta zorlanırken karşımda bi karartı olduğunu farkettim.
Gözlerimi tamamen araladığımda Fatma ablanın elbiselerimi topladığını gördüm.
"Abla hayırdır ne yapıyorsun?"
"Ahh kusura bakma seni uyandırdım."
"Önemli değil abla ama neden topluyorsun söylemedin."
"Ben bilmiyorum Umut bey ne dediyse onu yaptım."
Kalkıp Umut u bulacaktım ama odaya o gelince gerek kalmadı.
"Neler oluyor burada anlatmayacak mısın?"
"Zehra canım babamla konuştum evimize gidiyoruz artık orada yaşayacağız."
"Bizim evimize mi?"
"Evet hadi her şey hazır sen de hazırlan çıkalım."
Odadan çıkacakken onu durdurdum.
"Aslı nasıl?"
Kapıyı kapatıp yanıma geldi. O ara Fatma ablaya kaçamak bakış attığını yakaladım.
Ardına Fatma abla odadan çıktı.
Umut yanıma kadar sokulup elleriyle dirseklerimin biraz üzerinden kavradı.
Aramızdaki mesafe azalınca gözlerimi sıkıca yumdum.
Nefesini artık daha yakın hissediyordum.
Heyecandan küt diye yığılmak üzereyken alnımda bi sıcaklık hissettim.
"Zehra açabilir sin gözlerini."
Önce tek gözümü açtım Umut karşımda bana gülüyordu.
Sonra gözlerimi tamamen açtım.
"Ya ne gülüyorsun."
Yanıma yakınlaşıp burnuma dokundu.
"Hadi kelebeğim gidiyoruz."
Bavulu alıp odadan çıktı. Hazırlanıp odaya bi göz gézdirdim.
Bu eve ilk geldiğim günler aklıma geldi.
Bu odaya o var diye adım bile atmak istemiyordum.
Bu odada kötü anılarımız olduğu kadar güzel anılarımızda olmuştu.
İçimdeki buruklukla odanın kapısını çekip salona indim.
Aslı hariç herkes salonda bizi bekliyordu.
Emine anneyi koltukta oturur görürken hemen yanına gittim.
"Anne sen neden indin. Ben senin yanına gelirdim."
Ellerimi tutup sıkıca sarıldı. Gözlerinde ki yaşı elimle sildim.
"Seni gelince karşılayamadım ama giderken yolcu etmek istedim."
"Öyle söyleme anne sanki temelli gitmiyorum ya burasıda benim evim.
Ben her zaman seni görmeye geleceğim."
Elini öpüp evdekilerle vedalaştım. Umut arabaya binmiş beni bekliyordu.
Herkes içeriye girmişti sadece Buğra kalmıştı.
"Zehra gitmek zorunda değilsin onunla."
Sözleriyle irkilmiştim. Anlamsızca yüzüne bakınca kolumdan kavradı.
Eline bakıp kendimi geri çektim.
"Zehra lütfen gitme. Ben seni.."
"Sus sakın söyleme devamını duymak istemiyorum."
"Zehra lütfen dinle."
O sırada Umut arabadan indi.
"Hayırdır ne konuşuyorsunuz."
"Yok bir şey Umut. Hadi gidelim."
Umut u çeke çeke arabaya bindirdim.
Umut
"Al bakalım evimizin anahtarını."
Zehra ya anahtarı verince kapıyı açtı.
Günün yorgunluğuyla kendimi koltuğa atıverdim.
"Zehra sende dinlen canım bugün yorucu bir gün oldu."
"Umut annen çok üzüldü. Biz hep bu evde mi kalacağız."
Koltuktan kalkıp Zehra nın yanına oturdum.
"Bu evde kalmayı neden istemiyorsun yoksa benimle yalnız kalacağın için mi?"
İlk defa gözlerime bu kadar korkusuz bakıyordu. Gözlerinde ki ışık banada umut oluyordu. Onun sıcacık tebessümü içimi ısıtıyordu.
"Hayır sakın böyle düşünme. Ben bu evde olmaktan çok mutluyum."
Yanaklarının kızardığını farkedince yüzünü yere eğdi.
Başını kaldırıp yüzüme bakmasını sağladım.
"Utanma bende artık."
"Yok utanmak değilde.."
"Tamam tamam üzerine gelmiyorum. Ama ben çok acıktım ne yapsak ki?"
Yanımdan rüzgar gibi esip mutfağa geçti.
"Zehra sen dinlenseydin ben dışardan söylerdim."
Cevap alamayınca mutfağa gittim. Dolabın başında bakınıyordu.
"Zehra sen dinlen ben yaparım."
Diyince alaylı bi tavırla yüzüme baktı.
Duymamış gibi davranınca arkasından sinsice yaklaşıp beline sarıldım.
"Umut yapma."
"Sen bana güldün mü az önce?? Yoksa bırakmam seni."
"Yok ne gülmesi gülmedim. Bırak hadi."
Kıvrak bi hareketle yüzünü kendime çevirip ellerimi belinden kenetledim.
"Şimdi söyle bakalım güldün mü küçük hanım."
Gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Bir yandanda kurtulmak için kuş gibi çırpınıyordu ama nafile..
"Tamam güldüm sen ve yemek hiç düşünemiyorum."
"Demek öyle... Şimdi gidiyorsun uzanıyorsun kocan sana mis gibi yemekler yapıyor."
Ellerimi serbest bırakıncakollarımdan sıyrılıp mutfaktan çıktı.
Bende yemek yapmaya başladım.
Zehra
Yemekten sonra büyük bi sessizlik olmuştu.
"Zehra film izleyelim mi?"
"Çok iyi fikir. Peki ne izleyelim?"
"Bak burada bi kaç film var sen bak onu izleyelim."
Kararımı verince cipsi ve içecek hazırlayıp filmi açtık.
Saat baya geç olmuştu. Ama uykum geldiğini belli etmemeye çalışıyordum.
"Zehra senin uykun gelmedi mi. Gözlerin bile kızarmış."
"Ben mi yok ne uykusu. Sen uyuyabilirsin."
Elimden tutup odaya götürdü.
"Eğer odada kalmamı istemiyorsan bu yüzden tedirginsen merak etme kalmam.
Ama ben artık her güne seninle uyanmak istiyorum.
Senin kokunu içime çekip huzuru bulmak istiyorum.
Ben senin gerçekten karım olmanı istiyorum."
"Umut ben.."
"Zehra bana hala mı güvenmiyorsun?"
"Ben sana güveniyorum."
"O zaman sorun ne Zehram?"
"Sorun yok artık."
Deyince elimden tuttu.
"Tamam o zaman."
Müəllif Buket Emlik

Sayta dərc etdi: Kənan0001