n2006

n2006 Türkcə 11-09-2024, 20:00

H2O hikaye (8)

H2O hikaye (8)
8.BÖLÜM

"Neler oluyor?"

Luca anlamayan gözlerle bir ekrana bir cama baktı.

Zaten dedektörlerle etrafta bir tehlike olup olmadığı taranmış olması gerekiyordu ama ekran yanıp sönüyor rotayı değiştirme uyarısı veriyordu. İçimi bir korku kapladı. Hala görüş açımızda olan Rikkie ve Hektor'a ulaşmak için telsizi kaptım.

"Rikkie geri dönün! Bir şey size yaklaş..."

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Rosalyn telsizi elimden aldı.

"Uyarıyı görmedin mi?"

"Umrumda değil basit bir balıktır sadece. Sen gidemiyorsun diye bu operasyonu mahvetmene izin vermeyeceğim!"

Çaresizlik benliğimi sararken öfke ve korku da kendini gösterdi. Tam o sırada Luca şaşkınlığını belli eden bir ses çıkardı. İkimizde ona döndük. Hızlı bir karaltı görüş alanımıza girdi.

"Tahmini çarpışma süresi 13 saniye. Rotayı değiştirin."

Karaltı git gide büyüdü, büyüdü. Durmadan genişlemeye devam ediyor içimdeki kaçma hissini ateşliyordu. Ama hepimiz donakalmıştık. Yavaş yavaş şekil aldı, kocaman bir balık burnuna benzettim, önden tek görebildiğim buydu. Zihnim yandan boyutlarını hesaplamaya çalışırken Rikkie ve Hektor'ın kapsülü hızla bize doğru gelmeye başladı. Camlarından Hektor'ın dehşet içindeki yüzü göründü. Rikkie yanındaydı ve onu sarsıyordu. Tam karşıdan gördüğüm manzara dehşet vericiydi. Sanırım bağırıyorlardı ama çok geçti, yaratık hızla onlara yaklaştı, tüm kapsülü ağzına sığdırdı ve boyumdan uzun korkunç gri dişleriyle birkaç saniyede parçaladı. Film izler gibi donakaldığımız an sonra erdi. Daha fazla tutamadığım çığlığım aynı anda dudaklarımdan firar etti. Kalbim neredeyse duracaktı. Kulaklarım uğulduyordu. Son saniyede Hektor'ın yüz ifadesi zihnime kazındı. Okyanusun sularında buğulu bir kırmızımsılık dağıldı. Yaratık bize döndüğünde sıradakilerin biz olduğumuzu anlamak zor değildi. Ben hala şok geçirirken Luca kontrolü ele aldı. Nasıl bu kadar soğukkanlı davrandığı bir muammaydı.

Dümene asıldı ve Sirenix sağa doğru atıldı. Ama hızlanmıyordu.

"Tasarlanmamış yön değişimi. Risk oranı yüksek. Yeni rota oluşturun."

"Kahretsin! Hiçbir yön arkamdaki kadar riskli değil, yürü işte!"

Program rotayı önceden belirleyip tehlike oranını hesaplayarak ilerliyordu. Dolayısıyla Luca'nın yaptığı harekete karşı geliyordu.

Rosalyn bağırmaya başladı:

"Hemen bir rota oluştursana! Hızlı gidemiyoruz bizi yakalayacak!"

Arkadaşlarının gözleri önünde parçalanmasını nasıl bu kadar kolay sindirebildiğini düşündüm ki aslında hayatın söz konusu olduğunda bu saçma bir çıkarımdı.

Luca cevap vermedi. Elleri daha önce hiç olmadığı kadar hızlıca tuşların üzerinde gezdi. Ekranda çıkan haritadan hızla bir nokta işaretledi ve kolu çevirdi. Ben sadece kaskatı kesilmiş izliyordum.

"Rota oluşturuluyor. %21"

"Hadi, hadiii."

"Rota oluşturuluyor %55"

Zaman durmuştu sanki. Herkes nefesini tuttu.

"Rota oluşturuluyor %92"

Aniden hızla arkadan gelen çarpmayla savrulduk. Denizaltı taklalar atarak metrelerce ileriye fırladı. Birkaç saniye içinde kaç defa ters döndüğümüzü fark edemeden boğazıma kadar tırmanan mide bulantısı ve kafama aldığım darbe gözlerimi kararttı. Ne tarafa düştüğümü anlayamadım. Sadece başım çok acıyordu. Duvara veya yere çarpmış olmalıydım. Artık ikisinin arasındaki farkı bilmiyordum. Belki birkaç saniye geçmişti ki etrafımdan gelen boğuk boğuk çığlıklar hala yaşıyor ama birazdan kemiklerimizin parçalanacak olduğunu hatırlattı ve doğrulmaya çalıştım. Ellerim tutunacak bir destek aradı. Stephanie'nin her zamankinin aksine telaşlı sesini duyduğumda gözlerim tamamen açıldı.

Işıklar kırmızıya dönmüştü. Luca hafif sendeleyerek koltuğuna tutundu ve ayağa kalktı. Rosalyn yüz üstü yere çakılmıştı ve inliyordu. Stephanie beni yerimden kaldırdıktan sonra onun yanına koştu. Arkasından seslenmek istedim ama emekleyerek Luca'nın yanına gittim. Gücüm yettiğince adını seslenmeye çalıştım. Bana bakmadan hızla ekrana bir şeyler yazdı. Nefes alışverişlerini rahatlıkla duyabiliyordum. Derin ve düzensiz. Sanırım rota sıfırlanmış olmalıydı çünkü yenisi oluşturuyordu. Zar zor ayağa kalktım ve denizaltının camlarına bakma cesareti gösterdim.

Neredeydik? Önümüz açıktı ama sağ ve sol taraftaki camlarda kahverengi bir duvar gibi, halkasal, kaya olduğunu tahmin ettiğim bir şeyin içindeydik sanki. Luca zihnimi okur gibi konuştu:

"Okyanusun dibinde iki kayalığın arasına sıkıştık! Eğer bu aptal dev makine hızlanırsa çıkabiliriz."

Önündeki yeşil, bilgisayar ekranı gibi olan haritayı işaret etti.

"Bu biziz ve işte o balık hemen geride! Boyutlarına bak. Sanırım Sirenix kadar büyük. Yapılan en büyük denizaltı kadar."

"Hayır." dedim hırıltılı sesimle. "O balık daha büyük."

Luca kaşlarını çatıp ekrana daha dikkatli baktı.

"Haklısın ama ağzına sığmayız. En azından bizi o kapsülü yuttuğu gibi yutamaz."

"Parçalara ayırır!"

Kulağının dibinde bağırdım.

Luca' nın yüz ifadesi dediklerimi kabul ediyordu.

"Sanırım." dedi dehşetle, "Bizi yemeğe hazırlanıyor.”

Bacaklarımın titrediğini farkettim. Düşmemek için koltuktan tutundum.

Bedenim alarm veriyordu ve sanki balık beni parçalara ayırmadan kendi kendime ölecektim. Bu ihtimal gözüme daha iyi göründü.

Luca parmaklarıyla şakaklarını ovdu. O devasa boyutlara bir daha baktı.

"O, o şey... Bilmiyorum belki de bir çeşit köpekbalığı."

Stephanie nefes nefese araya girdi:

"Ne? Akademideki derslerde hiç öyle bir köpekbalığı türü görmedim."

"Sen o dersleri geçemedin bile."

Luca küfür eder gibi karşılık veriyor bir yandan gözlerini ekrandan ayırmıyordu.

"Rota oluşturuluyor. %93"

"Ah hadi lütfen, lütfen"

Ayaklarını yere vurdu. Hala sallanıyorduk ve ikinci bir çarpışmayı bekliyor gibiydik. Acele etmemiz gereksede ben olduğum yerde hala betim benzim atmış bir şekilde elimi kafamın arkasına götürdüm. Ağrısı beynimi eritiyor gibiydi. Luca birden bana döndü:

"Hey, sen iyi misin? Başını mı çarptın?"

Elini saçlarımın arkasına götürdü ama hemen geri çekildim. Üzerine yığılmak istemiyordum.

"Hannah iyi misin?"

Ağzımı açacakken ekrandan bir bildirim sesi geldi ve Luca hızla o tarafa döndü.

"Başarısız. Rota oluşturulamadı."

“Lanet olsun!”

Gözleri büyüdü. Tekrar tuşlara basmaya başladı.

"Ne demek rota oluşturulamadı!Tekrarla! Hayır tekrarla!"

"Burada öleceğiz! dedi Rosalyn.

Ağlıyordu ve hala yerde duruyordu.

Luca kırmızı tuşa defalarca bastı, bastı. Resmen yumrukluyordu ama hiçbir şey olmuyordu.

"Hata. Rota oluşturulamadı."

Keşke yapabileceğim bir şey olsaydı ama sadece nefes almaya çalışıyordum. Gözüm yeşil haritaya takıldı. "Luca" dedim telaşla. "Geliyor!"

Ekranda yaratığın denizaltının arkasına taksit taksit yaklaştığı görünüyordu. Eğer dijital ekranın algılayıcısının da birkaç saniye geriden geldiğini varsayarsak şu an gelmiş olmalıydı.

Yüksek bir çarpışma sesi ve kaburgalarımızı kıracak bir sarsıntı düşüncelerimi doğruladı. Ağzına sığıyor olmalıydık. Denizaltının arkasını çekiyor ve sıkıştığımız yerdeki kayaları resmen parçalıyordu. Bağrışmalar yükseldi. Kırmızı ışıklardan biri ani sarsıntıdan patlayıp yere düştü. Rosalyn kulaklarımı sağır edecek bir desibelde çığlıklar atıyor Stephanie'ye sarılıyordu. Ekranda bir bildirim belirdi.

"Dikkat. Üçüncü ünitede %43 hasar tespit edildi. Elektrik motorları aktif değil."

Luca tuşa bir kez daha vurdu.

"İşe yaramıyor çünkü elektrik motorları çalışmı- Bekle! Dalma sarnıçlarına su dolmuş!"

"Ne?" diye bağırdım anlamadığımı belli ederek.

"Alt kapaklarda hasar var, şu andan itibaren Sirenix statik dalışta."

"Harekete geçir o zaman!"

"Yapamam, bu ancak yüzeyde düzeltilecek bir şey. Tepedeki valfı dışarıdan kapatmalıyım. Mümkün değil. Biz çalıştırana kadar denizaltı parçalanacak!"

"Luca" dedim ağlamaklı ses tonumdan nefret ederek. "Bir şeyler yap."

Bana döndü. Gözleri dolmuştu ve o da benden yardım ister gibi bakıyordu. Umutsuzca başını iki yana salladı. Kendimi suçlu hissettim. Buraya gelmeyi hiç istememeliydim. Belki de ben atılmasaydım hiçbiri gelmeyecekti. Bunların hiçbiri yaşanmıyor olacaktı. Akademideki sıkıcı dalış derslerinde birbirimizle didişiyor olacaktık. Luca haklıydı; ben aptaldım. Sırf ondan, o takımdan kurtulabilmek için aptalca bir işe kalkışmıştım ve benim yüzümden çıkmaz bir yola girmiştik. Kendimi boğmak istedim.

"Özür dilerim.” diye fısıldadım başımı eğerek. Sarsıntıdan sözlerimi anladığını sanmıyordum ama yine de kendimi sesimi çıkarmaya zorladım.

"Bunların hepsi benim suçum. Buraya hiç inmemeliydik."

Bir şeyler daha söylemek istedim ama sarsıntının aniden kesilmesiyle olduğum yerde adeta donakaldım. Önce tavana sonra etrafıma baktım. Tekrar Luca'nın gözlerine bakmaya cesaret ettiğimde o da gözlerini tavan ve camlarda gezdirdi. Ardından bana döndüğünde yüzünde endişeli bir yumuşama gördüm. Koltuklardan tutunarak yanıma yaklaştı. İkimizde nefes nefeseydik. Sanki etraftaki çığlıklar silinmişti. Sanki zaman yavaşlamıştı.

"Sen iyi misin?"

Nefes nefeseydi, tıpkı benim gibi. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken hızlıca başımı salladım. Önemi var mıydı ki?

Luca yanıma biraz daha yaklaştı ve bir elini şakağıma götürdü. Geri çekilme eğilimi hissettim ama çekilmedim. Elini çekip parmaklarına baktı. Parmakları kan içinde kalmıştı ve bu ana kadar başımın kanadığını fark etmemiştim. Panikle dolu gözlerini tekrar yüzüme çevirdi ama birkaç saniye sonra ifadeleri değişti. Sakinleşti. Yüzümü sanki buna vaktimiz varmış gibi inceledi. Bana yaklaştı. Aramızda birkaç santim bırakana kadar. Hatta daha fazla. Sanki koca bir felaketin ortasında değilmişiz gibi. Zaman kavramı zihnimin içinde bükülüp yandı. Nefes sesleri kulaklarımdaydı ve geri kalan her şey sadece uğultuydu. Luca gözlerime baktığında sanki uğultuyu yarıp geçen bir şey fısıldıyordu.

Bitti Hannah. Bitti.

Muhtemelen yaşadığım son anlardan biri olmasına rağmen bu anın hemen sona ermesini diledim. Luca aniden gözlerini arkamdaki cama çevirdi. Bedeninin benden uzaklaşmasıyla titredim.

Keşke ne düşündüğünü bilebilseydim.

Gözleri camda bir noktada takılı kaldı. Birden kaşlarını çattı ve irkilmeme sebep olacak şekilde bağırdı:

"Steph kilitlenme noktasına koş!"

Şaşkınlığımı gizleyemeden "Ne?" dedim ama sanırım ne yapmaya çalıştığını anladım. Kilitleme noktasında kapsüller vardı. Rikkie ve Hektor oradan gitmişti. Kocaman denizaltı ile kaçmamız mümkün değilken bir kapsülle kaçmamız daha kolaydı. Stephanie bunu bekliyormuş gibi ayaklandı ve topuklarını yere vura vura koştu.

Luca topuğu üzerinde dönerek üç adımda Rosalyn' in yanına gidip diz çöktü.

"Ayağa kalk. Denizaltını sarsmasını engellemeliyiz. Yardımına ihtiyacım var."

Rosalyn şişmiş gözlerini silerken kalkmak için kendini zorladı. Luca bana döndü.

"Hannah dalgıç kıyafetlerini hazırla. N'olur n'olmaz."

Gözlerim hipnoz olmuş gibi ikisinin üzerinde gezdi.

"Hannah!"

Sesini yükseltmesiyle çabucak kendime geldim ama benliğimi saran tuhaf his yerli yerinde durmaktaydı. Kumandalı bir oyuncak gibi aldığım komutla hareket ederek hızlıca giyinme odasına koştum. İlk girdiğimde kesinlikle kaybolacağımı düşündüğüm bu devasa yerde ışıklar kırmızıyken bile doğru koridorlardan geçtim. Bilinçli yapmıyordum bunları. Kapıyı yandan ittirerek -muhtelemen sensörü bozulmuştu- kendimi içeri attım. Nefes nefese dolabı açtım karşılaştığım manzara beni daha da kötü yaptı. Dalış takımlarından sadece üç tane vardı.

Eyvah.

Askıları defalarca çevirdim, kenara çektim, bomboş ve kocaman dolapta kıyafet arıyordum. Kabullendiğimde kendimi sakinleştirmeye çalışarak üç askıyı dolaptan çıkardım. Luca'nın kırmızı dalış takımları.

Bugün yüzme kursunun ilk günü mü Luca?

Mideme bir ağrı girdi. Ellerim titrerken ikisini kenara çekip üçüncü takımı havaya kaldırdım.

Benim!

Benim tulumum ve paletlerim!

Gereksiz bir çığlık attım. Yaptığım en bencilce hareketti ama hayatta kalma içgüdüm damarlarımda kanımdan daha yoğun bir şekilde geziyordu. Ellerim üzerinde gezerken birden parmağım boyun kısmına girdi. Ellerimin kıyafetin öbür kısmından dışarı çıktığını görünce şok geçirdim. Kesik!

Yanıldığımı düşünüp iki elimle yokladım ve avucum kadar büyük kesiği hissedince midemdeki ağrı başıma nüksetti. Onlara bakıp bir anda yere yığıldım. Aklımda tek bir düşünce vardı.

Burada öleceğiz.

Hektor ve Rikkie gibi. Parçalanacağız ve arkamızda kemiklerimiz bile kalmayacak. Bizi arayacaklar mı? Peşimizden gelecekler mi? Charlotte ne yapacak, merak etmiş midir? Belki gazetelerde haberlerimiz bile çıkar. İnsanlar şaşırır, bir iki gün konuşur sonra unutur. Ne kötü, arkamdan ağlayacak kimsem yok. Büyükannem gibi boğulacağım. Yalnız evde bıraktığım her şeyden habersiz Misha kimsesiz kalacak. Ah. Ona kim bakacak? Ağzımdan bir hıçkırık döküldü. Tam o sırada denizaltı şiddetle sarsıldı.

İşte ölüyoruz.

Yerden kalkmadım ve bedenimin sarsılmasına izin verdim. Gözyaşlarım yerde damla damla ıslaklıklar oluşturdu. Kulağımı yere dayadığımda aşağıdan takırtı sesleri duydum. Sanırım aşağısı kilitlenme odasıydı. Stephanie çabalıyordu. Yine suçluluk psikolojisi zihnime saldırdı. En azından ben de çabalamalıydım. Yattığım yerden doğrularak kalan iki kıyafeti ve oksijen tüplerini alıp kusmadan kumanda odasına gittim.

"Neden bu kadar uzun sürdü? Ölüme bu kadar yakınken nasıl böyle rahat davranıyorsun! Hannah sana hepsini getir dedim. İki tane değil!"

"Diğerleri kesilmişti."

Rosalyn'in rengi attı. Direkt birini suçlamak istemiyordum. Ama lanet olsun, yüzünün rengi suçunu alenen belli ediyordu.

Elimdekileri yere bıraktım ve kontrolümü kaybettiğimi hissederek üstüne yürüdüm. O da gerilemeye başladı.

"Sen! Sen nasıl bir insansın?! Burayı kendi çöplüğün sanıp aptalca hareketler yaparken bir an bile işin ciddiyetini kavrayamadın değil mi? Söz konusu olan hayatlarımız. Hepimizin hayatları!"

Hırıltılı sesimi daha da yükselttim ve işaret parmağımı ona doğrulttum.

"Biliyor musun, keşke o kapsüle binen sen olsaydın. Burada olmayı hak etmiyorsun!"

Son sözler ağzımdan istemsiz dökülmüştü. Kimseye böyle söylenmezdi. Ama onun yüzünden burada hepimiz ölecektik. Gözlerinin dolduğunu görmemle geri çekildim. Bakışlarım Stephanie'yi ararken kilitlenme bölümünde olduğu aklıma geldi ve bir anda panikledim. Hala dönmemişti. Bir sıkıntı mı çıkmıştı? Luca ellerini takımların üzerinde gezdirdi. Rosalyn yanına yaklaştı.

"Ş-şey benim ve Stephanie' nin kıyafetleri..."

Sesi titriyordu. Luca birden ona döndü, sesi tahmin ettiğim kadar sert değildi.

"Rikkie ve Hektor giderken her ihtimale karşı yedek aldılar."

Bir hışımla ayağı kalktı. Şimdi ikimizi karşısına almıştı.

"Hiçbiriniz bir tane daha getirmeyi akıl edemedi değil mi? Kahretsin!"

Nasıl böyle davranabiliyordu?Rosalyn böyle aptalca bir şey yapmışken ona bir şey demiyor ama bana laf atıyordu. Rosalyn'e ettiğim laflarlan dolayı duyduğum pişmanlık yerini tekrar öfkeye bıraktı.

"O, o benimkileri kesmeseydi..."

"Ne yani o zaman üç tane mi kıyafetimiz olacaktı? Biz dört kişiyiz!"

"Madem bunu bu kadar önemsiyordun, Rikkie ve Hektor' ın o kıyafetleri almalarına izin vermeseydin!"

"Ah pardon, beş dakika sonrasında yaşım kadar güvenlik belgesi almış bu makinenin bile algılayamayacağı bir yaratığın bizi yutacağı aklıma gelmemişti!"

Üzerime yürüdü.

Asla geri gitmedim. On dakika önceki yumuşamış gözlerinden şimdi öfke fışkırıyordu. Rosalyn aramızdan o sinir bozucu ağlamaklı ses tonuyla "Yapmayın." dedi. Kendini nasıl masum konumuna soktuğunu anlayamamıştım. Belki bana da biraz ders vermeliydi.

Luca içinde tuttuğu nefesi dışarı bıraktı. Gözlerini benden ayırmadan baş parmağıyla Rosalyn'i işaret etti.

"Şu anda ondan hesap sormak, daha doğrusu senin onu okyanusa atmana izin vermek bize sadece zaman kaybettirecek. Umalım da kapsülde bir sıkıntı çıkmasın."

O zaman benimle neden uğraşıyorsun demek istedim ama kelimeler ağzımdan çıkmadan şiddetli bir sarsıntı dengemi bozdu. Rosalyn küçük bir çığlık attı ve yalpalayarak Luca'ya tutundu. Kollarımı açarak ayakta kalmaya çalıştım ama zemin ayağımın altında kayıyor gibiydi.

Birden ekrandaki parlayan bildirimi görmemle panik kat sayım arttı.

"Dikkat! Kilitlenme bölümüne su doluyor. Vakumlama sistemi aktif. 30 saniye içinde kapılar tamamen kilitlenecek."

Stephanie.

Luca panikle bana bir şeyler söylemeye yeltendi ama onu dinleyecek vaktim yoktu. Geri sayım başlamışken kendimi hızla öne attım ve kilitlenme noktasına koşmaya başladım. Luca'nın arkamdan "Acele et!" diye bağırdığını hayal meyal duydum.

Məlumat Saytda şərhləri oxumaq, şərh yazmaq, xəbər göndərmək üçün QEYDİYYATDAN keçməyiniz lazımdır.

Bəyən Sevgi Gülüş Şok Üzgün Əsəbi
163 169 75 70 83 87

Oxşar xəbərlər Digər trend xəbərləri

Məlumat Saytda şərhləri oxumaq, şərh yazmaq, xəbər göndərmək üçün QEYDİYYATDAN keçməyiniz lazımdır.

Məlumat Hörmətli Qonaq, sizin qeydiyyatınız olmadığı üçün siz rəy yaza bilməzsiniz.Xahiş edirik qeydiyyatdan keçin.